Attentioner

Çocuğum DEHB mi, Yoksa Kaygı Bozukluğu mu Yaşıyor?

Bir çocuk var ki: Dikkati dağınık, bir disiplin sorunu var, dürtüsel davranıyor, uyumsuz, kurallara meydan okuyor, söylenenlere karşı geliyor ve akranlarıyla sorun yaşıyor. Ne kadar da dikkat eksikliğinin ve dürtüselliğin belirtilerinin yer aldığı bir tabloya benziyor değil mi? Peki bu sorunlar nörobiyolojik bir yapılanmadan mı ötürü böyle, yoksa altta yatan herhangi bir duygusal bir rahatsızlık mı var? Bu çocukları, yaşıtlarına göre daha dürtüsel ve daha dikkatsiz davranmaya sevk eden farkı anlamak ve bunu tanımlayabilmek çok önemlidir.

Konuyla ilişkili Dr. Bruce D. Perry’nin de önemli açıklamaları vardır. DEHB’in gerçek bir hastalık olmadığından, çünkü herhangi birimiz hayatımızın herhangi bir döneminde bu kriterlerin en az birkaç tanesine uyduğumuzu söyler. DEHB olarak bilinen bozukluğun pek çok çocuk ve yetişkinde görülen bir grup semptomun tanımı olarak görülmesi gerektiğini ifade eder. Dr. Perry’e göre bu semptomlar hepimizin hayatlarının bazı dönemlerinde görülebilecek faktörlerden kaynaklanıyor. Bu yüzdendir ki, DEHB semptomlarının pek çok hastalığın semptomları ile benzerlik gösterdiği ve hatta karışabildiğini söylesek yanılmamış oluruz.

Konumuza geri dönecek olursak; bahsi geçen her iki durum da çok sık görülebiliyor. Bu yüzden gözden kaçırmamak ve erken müdahale edebilmek büyük önem arz ediyor. DEHB’nun semptomları kimi zaman anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların semptomlerı ile benzerlik gösterebiliyor ve böylelikle de karışabiliyor. Kimi zaman da karşımızda oturan çocuk ya da yetişkinin devamlı hareketliliği bize hiperaktif ya da kaygılı bir kişi olduğu izlemini verebilir. Aşırı telaş içinde, korku içinde olan kişiler yerlerinde oturamazlar, bacaklarını devamlı hareket ettirirler ve aynı hiperaktifler gibi kıpır kıpır gözükürler. Bu iki noktada ayrımı şu şekilde yapabiliriz. DEHB’nun bir tipi olan hiperaktivitede kişi, hem kaygısını tarif etmez, hem de afektif olarak zaten kaygılı gözükmez. Ancak kaygısı olan kişinin yüz ifadesinden, ses tonundan ne kadar hassas ve ne kadar huzursuz olduğunu kavramak mümkündür.

Bunun için kliniklere bu şikayetler ile gelen çocuklar geniş bir klinik görüşme ve gözleme alınıyor, ayrıca tanıya yardımcı olması amacı ile bazı testlerden de geçiriliyor. Bu noktada bir uzmandan destek almak önemli bir adım olacaktır!