Dürtüsel çocuklar, doğuştan itibaren kendilerini kontrol etmekte zorluk yaşarlar. Bazı çocukların kontrol becerisi daha az gelişir ya da neredeyse hiç gelişmez. Kontrol becerisi (fren sisteminin) çok az olması ya da hiç olmaması, çocuğun dışarıdan aldığı uyarıları öğrenmesine rağmen uygulayamamasına neden olur. Ardından çocukta ortaya çıkan davranış bozuklukları ile beraber toplum tarafından aile suçlamalara, yersiz ve kötü ithamlara maruz kalır.Aslında kimsenin zihninde dürtüsellik diye bir kavram oluşmaz. Ancak öyle bir durumdur ki, kişinin hayatına ve geleceğine mal olabilir.
Dürtüsel çocuklar genelde kuralları bilemezler, öğrenemezler ya da kuralları bildikleri halde uyamazlar. Kuralların çocuğa defalarca anlatılmasına rağmen sürekli istenmeyen davranışın yeniden yapılması karşı taraftaki ebeveyni çileden çıkarabilir. Dürtüsel bir çocuk karşısında, durumlara karşılık tolerans göstermek çok zor olur hatta hiç olmayabilir.
Araba metaforu üzerinden gidecek olursak; işte dürtüsellik bir fren mekanizması bozukluğudur. Çocuğun frenleri yok ki, duramıyor ve en kötüsü de bu onun elinde değil. Bu yüzden bu çocuklar sonrasında üzülerler pişman olurlar “bir daha yapmayacağım” derler. Aile de buna özüre dayanarak davranışın sönmesini bekler ama yanılırlar.Yani ebeveynler olarak siz çocuğa trafik polisi gibi ceza yazdınız ancak hiçbir işler yanı yoktur.
İşte tüm bu süreç aile tarafından bilinmezse, sıkıntılar daha fazla artıyor. Cezalar veriliyor, cezaların sayısı artıyor, cezalar arttıkça çocukta öfke artıyor, tam da bu noktada öfke arttıkça aslında dürtüsellik te artıyor. Yani aileler bilmeden çocuğun dürtüsellik ateşine odun atmış oluyor.Eğer siz de çocuğunuzun dürtüsel olduğunu düşünüyorsanız zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmanız gerekir.